Toplumsal Cinsiyet Ve Iktidar Pdf 20
Download File ===== https://urllie.com/2t8gtk
Kadın ve erkekayrımı tarih boyunca insanoğlunun en temel kategorize edilme biçimi olmuştur.Cinsiyet biyolojik özelliklerin yanı sıra doğumdan itibaren toplumsal kategoriolarak anlamlandırılır. Bu çalışmada sosyal bilgiler öğretmen adaylarının(SBÖA) kadına yönelik algıları çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırmabetimsel bir çalışmadır. Araştırma ilişkisel tarama modelinde yürütülmüştür.Araştırmaya; 151 kadın, 98 erkek 249 sosyal bilgiler öğretmen adayıkatılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, öğretmen adayları arasındakadın algısının, kadın adaylarda daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Anne vebaba eğitim düzeyi değişkenine göre anlamlı bir farklılık bulunmazken; KadınınToplumsal Yaşamdaki Kayıpları faktör boyutunda baba eğitim düzeyine göreanlamlı farklılık olduğu görülmüştür. Araştırmanın sonuçları sosyal bilgiler öğretmenadaylarının kadın algılarını ortaya koyması noktasında önemlidir.
Çocuklarla ilgili çalışmalardaki sistemlerden bir diğeri eğitim sistemi/okul. Buradaki araştırmaları ise yazının odağına biraz daha yaklaşıp toplumsal cinsiyetle ilişkilendirelim. Çalışmalar eğitim ortamında toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin yerleşik hale gelmesine vurgu yapıyor. Hatta bu eşitsizliğin kamusal tartışma ve diyaloglara da yansıdığı ileri sürülüyor. Ayrıca yüksek öğrenimin toplumsal cinsiyete dayalı normlar ve uygulamalardan arındığı takdirde insanlara büyük fırsatlar sunacağı da altı çizilen tartışmalardan biri. Buranın sorusu ise toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı eğitim sistemini kurmak veya eşitsiz ortamdan çocukları/gençleri uzak tutmak ne kadar mümkün?
Başka bir sistem sosyal bilimin toplumsal eşitlik adına geliştirdiği endeksler. Burada iki araştırmacı grubunun iki farklı endekse değinimlerine bakalım. Bir grup, kurumlar içinde yüceltilen norm, değer ve tutumların eşitsizliği derinleştiren halinden kurtulmak için Sosyal Kurumlar ve Cinsiyet Endeksi başta olmak üzere çeşitli endekslere dayanarak yaptıkları araştırmalarında toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadelenin sihirli bir değneğe değil karmaşık yapıların bir araya gelerek bu konuya eğilmelerine ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Tartışmalar içinde erken evlilik, çok eşlilik, ebeveyn otoritesi ve miras gibi konular var ki bu eklemeler endeksi çocukluk çalışmalarına da uyarlanabilir hale getiriyor. Henüz bir uyarlama olmasa da bu katkıyı göz ardı etmemek lazım. Kadın Yapabilirlik Endeksinin kadınların yaşam kalitesinin değerlendirilmesinde sağlam bir araç olduğunu savunanlar ise çocukların, etraflarındaki herhangi bir yetişkinin yamacından çıkarılarak yapabilirliklerine odaklanan bir endeksin onların da yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi konusunda sağlam bir araç olabileceğini iddia ediyor. Kadınlarda olduğu gibi, çocukların yapabilirliklerinin ölçülmesinin maruz kaldıkları diğer tüm eşitsizlikler gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gün yüzüne çıkarıp onunla mücadelenin gündeme gelmesini sağlayabilecektir. Buraya çocukların ebeveynle kurdukları ilişkileri düzenleyen sosyal kurumlara dair endekslerdeki ölçüm sonuçlarının ne gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine değineceğine dair bir soru bırakıyorum.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarsızlaşmış eşitsizliklerin sadece kadınların değil çocukların da meselesi olmasına odaklanmanın başka yolları da var. Bu bağlamda hegemonya önemli bir kavram. Nasıl kadınlar refaha erişimde cinsiyetlendirilmiş normlara karşı çıkıyorsa, nasıl kadınlar sanki gönüllülermiş gibi ev işlerinin ve bakımın biricik sorumlusu ilan edilmeyi reddediyorsa aynı şekilde çocuklar da bir mücadele alanındalar. Çünkü bütün o roller çocuklukta inşa ediliyor. Eğer bu durum öğretilen ve dayatılan bir şey olmasa, kadınlar ve çocuklar hangi rasyonel gerekçeyle bedenlerini ve kişiliklerini ev içi iş ve bakım odaklı bir toplumsal yeniden üretim süreci içine soksun ki? Başka bir soru da haklara sahip olmak ve hakları kullanabilmenin örtüşmemesiyle ilgili: eğer hak kullanımında yetişkin erkeklerle aynı erişime sahip değillerse çocuklar ve kadınların sadece (çoğu zaman kullanamadıkları) haklara sahip olmaları hangi yapabilirlikleri nasıl etkiler?
Bir sonsöz olarak her türlü eşitsizlikte olduğu gibi toplumsal cinsiyete dayalı olanda da çocuklar sürecin etkileneni. Çocukların bugün ve gelecek tahayyülleri, karar almaları, davranışları, ses çıkarmaları veya susmalarını etkileyen bu eşitsizlikleri tartışmak önemli. Çocuk hakları hareketinin de feminizmde olduğu gibi kendi eylemlerinin öznesiyle şekillendiği günlerin yakın olduğunu umuyorum. 2b1af7f3a8